İçeriğe geç

Yöresel çocuk Oyunlarımız Nelerdir ?

Cesur bir iddia: “Yöresel çocuk oyunlarımız” dediğimiz şey, çoğu zaman vitrinlik bir nostaljiye dönüşmüş durumda; çocukların gerçek hayatında ise yerini standartlaştırılmış okul etkinliklerine ve parıltılı içeriklere bırakıyor. Bu, kültür kaybından çok, oyunun ruhunu—yaratıcılığı, müzakereyi, mahalle hafızasını—kaybetmemiz demek.

Yöresel Çocuk Oyunlarımız Nelerdir? Romantizmi Bırakıp Gerçeğe Bakalım

Evet, “yöresel çocuk oyunlarımız” kulağa sıcak gelir; hepimizin belleğinde bir “yağ satarım bal satarım” ezgisi, bir “saklambaç” nefesi, bir “sek sek” tebeşiri vardır. Ama kabul edelim: Bugün bu oyunlar çoğu zaman festival sahnelerinde kostümlü gösteriler olarak yaşatılıyor; çocukların gündelik hayatındaki doğaçlama gücü, mahalle içi müzakere kültürü ve akranlar arası eşitlik duygusu aynı tempoda devam etmiyor. Bu yazıyı, romantik anlatıları çoğaltmak için değil; güçlü yanları kadar zayıf ve tartışmalı noktaları da konuşmak için yazıyorum.

Yöresel Çocuk Oyunlarımız Nelerdir? Kısa, Dürüst Bir Envanter

Türkiye’nin dört bir yanında türevleriyle oynanan başlıca oyunlar: saklambaç, sobe, körebe, mendil kapmaca, bezirgânbaşı, uzun eşek (birdirbir), yağ satarım bal satarım, sek sek, beş taş/dokuz taş, misket (bilye), çelik çomak, yakan top/istop, halat çekme, ip atlama, kutu kutu pense, aşık oyunu, çember çevirme, uçurtma. Bölgeden bölgeye sayışmalar, tekerlemeler ve kurallar değişir; tam da bu esneklik, oyunun asıl “yöresel” tarafıdır.

Güçlü Yanlar: Oyunun Öğrettikleri Gerçek ve Değiştirici

Bu oyunlar bedeni, zihni ve dili aynı sahnede buluşturur.

— Beceri ve koordinasyon: Sek sek dengeyi, beş taş ince motoru, halat çekme takım koordinasyonunu keskinleştirir.

— Kuralsızlıktan kurala giden yol: Çocuklar oyunun ortasında “şöyle yapsak?” diye pazarlık eder; kural üretir, uzlaşır, gerekirse yeniden yazar.

— Dil ve ritim: Sayışmalar dilin ritmini, yerel deyişleri ve mizahı taşır. Her mahallenin “sobe”si bile farklı tınlar.

— Mekânı birlikte kurma: Sokak, boş arsa, apartman önü… Oyuncular mekânı sahneye çevirir; bu, aitlik duygusunun en güçlü tohumudur.

Zayıf Halkalar: Neyi Gözden Kaçırıyoruz?

İşte tartışmayı kaçırdığımız yerler:

— Güvenlik ve erişim: Uzun eşek veya çelik çomakta darbe riski gerçek. Üstelik şehirlerin sıkışmışlığı, güvenli oyun alanlarını azalttı. Peki “yöresel” dediğimiz oyunlar yeni kentsel bağlamda nasıl güvenli ve erişilebilir olur?

— Dışlayıcı kalıplar: “Kızlar ip atlar, erkekler çelik çomak oynar” gibi kalıplar hâlâ fısıldanıyor. Bazı tekerlemelerde alaycı, hatta ayrımcı ifadeler var. Bunu görmezden gelmek mi, yoksa oyunu dönüştürmek mi daha doğru?

— Müzeleşme ve ticarileşme: Festival sahnesinde “gösterilen” oyun, canlılığını kaybediyor. Youtuber formatına sığdırılmış “10 geleneksel oyun” listeleri, oyunu içerik nesnesine çeviriyor. Oyun, oynandığında kültürdür; izlendiğinde nostalji.

— Standartlaştırma baskısı: Okul etkinlikleri, “yarışma için tek kural” dayatınca yerel varyasyonlar siliniyor. Oyun “tek doğru”ya sıkıştığında, yaratıcılık yerine ezber büyüyor.

— Erişim eşitsizliği: Güvenli sokak, boş arsa, birlikte oynayacak çocuk sayısı… Hepsi eşitsiz. Oyun, tam da bu yüzden politika ve şehircilikle kesişir. Bunu konuşmadan “kültürümüz” demek kolaycılık.

“Yöresel”in Aslı: Varyasyon, Müzakere, Ortak Akıl

Bir oyunu yöresel yapan sabit kurallar değil; yerin ruhuna, çocukların ihtiyacına göre şekillenmesi. Aynı mendil kapmaca, bir yerde hız ve çeviklik oyunu, başka bir yerde taktik ve blöf oyunu olabilir. O yüzden esas miras, kuralların PDF’i değil, kural yapma hakkıdır. Bunu çocukların elinden aldığımız an, oyunun “yöresel” tarafını söndürürüz.

Güncelleme Cesareti: Nasıl Koruyup Nasıl Dönüştürelim?

— Güvenlik odaklı düzenleme: Uzun eşekte darbe riskini azaltan varyasyonlar, çelik çomakta koruyucu ekipman/mesafe kuralı, yakan topta “omuz üstü yasak” gibi basit ama etkili önlemler.

— Dil temizliği ve kapsayıcılık: Ayrımcı tekerlemeleri güncellemek; “kız oyunu/erkek oyunu” etiketlerini çöpe atmak; farklı beceri düzeyleri için “avantaj” kuralı eklemek.

— Mekân siyaseti: Belediyeler ve okul aile birlikleriyle “açık oyun saatleri”, araç trafiği kapalı mini sokaklar, tebeşir dostu yüzeyler. Oyun alanı yoksa kültür de yok.

— Açık arşiv, yaşayan repertuvar: Mahallelerden videolu/şemalı oyun arşivi, herkesin yeni varyasyon yükleyebildiği bir “oyun wiki”si. Arşiv kapalıysa oyun donar.

— Çocuk liderliği: Kuralları yetişkinler değil, çocuklar önerip oylasın. Hakemlik değil, kolaylaştırıcılık yapalım.

Provokatif Sorular: Neyi Tartışmaya Hazırsınız?

— Bir oyunu müzede sergilediğimizde yaşatmış mı oluyoruz, yoksa fosilleştiriyor muyuz?

— “Tablet düşmanlığı” yaparken, mahallenin gerçek oyun alanı sorununu perdelemiş olmuyor muyuz?

— Yöresel oyunlarımız, cinsiyet ve sınıf kalıplarını yeniden üretiyorsa; nostalji mi, dönüşüm mü önceliğimiz?

— Standart kural, adaleti mi sağlar, yoksa yerel zekâyı mı ezer?

Pratik Bir Çekirdek Liste: Bugün Oynanabilir, Yarın Dönüştürülebilir

— Saklambaç/Sobe: Mikro mekân keşfi; güvenli alan işaretleme ekleyin.

— Beş Taş/Dokuz Taş: Dikkat ve ince motor; farklı yaşlar için taş sayısını değiştirin.

— Mendil Kapmaca: Temas azaltılmış versiyon; çizgiyi ihlal edene “geri dönüş” cezası.

— Sek Sek: Alternatif yollar; çizgiyi çocuklar tasarlasın.

— Misket (Bilye): Farklı zemin kuralları; kaybetmeyen puanlı varyant.

— Çelik Çomak: Koruma mesafesi ve yumuşak malzeme; seyir değil katılım odaklı.

Son Söz: Oyun Yaşar, Gösteri Hatırlatır

Yöresel çocuk oyunlarımız nelerdir sorusunun dürüst yanıtı şudur: İsim listesi değil, oyun yapma kültürüdür. Oyun, çocukların elinde değiştikçe yaşar; yetişkinlerin vitrininde sabitlendiğinde solar. Şimdi söz sizde: Mahallenizde hangi oyunu gerçekten oynuyorsunuz? Hangi tekerlemeyi neden değiştirmeliyiz? Güvenlik ve kapsayıcılık için hangi kural eklemeleri işe yaradı? Yorumlarda deneyimlerinizi, yeni varyasyonlarınızı ve itirazlarınızı paylaşın; oyunu birlikte güncelleyelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
prop money